48 ayda sekiz bakan affedildi.
Af ancak, bir halt edince veya yenince istenir.
Her şey gibi, bunun yolunu yordamını da Reyiz göstermişti:
“(Hain örgüt nedeniyle).. milletimize verecek hesabımız olduğunu biliyorum.
Rabbim de milletim de bizi affetsin.” (Din Şûrası 03.08.2016)
Hâşâ, Rab ile halt edenin arasına girilmez.
Yenilen haltı milletin affettiğine dair ise bir işaret yok.
Zira uygun adımla “durmak yok yola devam”..
Daha önce de belediye başkanları, Merkez Bankası başkanları ve milletvekilleri affedildi gibi.
Bakanlar gibi bunların da ne halt ettiğini, yediğini bir kendileri biliyor bir de Reyiz.
Ama asıl bilmesi gereken halkımız. O bilmiyor.
O haltın yükü KDV, ÖTV “bakan - başkan emeklisi maaşı” olarak ölünceye dek milletimizin sırtına yükleniyor.
Sahi, mesela Damat Bakan ne halt yedi ki aileden birisi olduğu halde gözünün yaşına bakılmadan affedildi?!
Ya da parsel parselci ve plastik dinozorcu belediye başkanı?
Hele affın son kurbanı orman şaşkını tarım bakanı?
Çeteci müteahhitler, bu kez de köküne kibrit suyu dökülecek zeytin ağacı başına kömür garantisi istediler diye mi affını istedi?
Keşke..
Yasalarımıza göre, görevi ihmal veya görevi kötüye kullanma suçunu işleme ayrıcalığına sahip olanlar sadece kamu görevi üstelenenler.
TCK’nin 257. maddesine göre “görevi ihmal ile görevi kötüye kullanma suçunu, görevin gereklerine göre yapmayarak kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan kamu görevlileri altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına” çarptırılıyor.