70’li yıllardı. Bizim Yeniden Milli Mücadele dergisini çıkardığımız yıllar. Almanca der Spigel dergisinde bir kapak yayınlanmıştı. “13 yaşında çocuk anne oldu” şeklinde. Alman kamuoyu sarsılmıştı. Batı dünyası o tarihlerden beri “erken cinsellik” konusunu tartışır. Bir yanda erken cinsellik, bir yanda aile olamama, bir yanda nüfussuzlaşma…. Bunlar birbirini üreten gelişmeler oldu. Uyuşturucu vs gibi gençliğin boğazına dolanan ibtila (belaya düşme)lar da beraberinde yürüdü.
Ben “Ailede sancı ve mutluluk arayışı” başlıklı konferanslarımda, ülkemizdeki sancıya da dikkat çektim. İster kadına şiddet boyutu ile, ister çarpık cinsel davranışlar boyutu ile, ister erken cinsel uyanışa rağmen değişik sebeplerle evliliğin ertelenmesi ile, ister ailelerde dağılma ile ve ortaya çıkan çocuk sorunları ile, ister aile içi sadakatsizliklerle, ister cinsel kimlik karmaşası ile, alt alta sıralanabilecek problem alanlarıyla toplumun temel kurumu aile sarsılıyordu. Kadının, erkeğin kimlik başkalaşması yaşadığı, başka, bambaşka aile türleri ortaya çıkıyordu.
Bu arada “Kadına şiddet”...