Genç ölümü her durumda yakıcıdır. Kendi canına kıymak ise acıyı katmerlendirir. Ailenin yüreğine kor düşer. Annenin, babanın, kardeşlerin… Unutulmaz, bir türlü çözülmez bir acı yumağıdır geride kalan… Geride kalan evin her karesine yürek yangısı çöreklenir; kurtul kurtulabilirsen.
Ah Enes, keşke bir yolu bulunsaydı sana, yüreğini kıskaca alan duygulara ulaşmanın ve onları gidermenin… Şimdi tüm “keşke”ler anlamsız.
Enes Kara’nın acı sonu, bir kere daha geldi, Türkiye’nin bilinen tartışmalarına eklemlendi, burası ayrı bir acıdır.
Türkiye’nin bilinen tartışmaları…
Çocuklara, gençlere din eğitimi verilmesi, dindar gençlik yetiştirilmesi, onların sokağın ve sokak diye okunabilecek tüm alanların olumsuz etkilerinden korunması, bunun için steril ortamlar oluşturulması, steril ortamın kurucuları ve koruyucularının insan ilişkilerinin kalitesi, steril ortamlarla sokağın uyumu – uyumsuzluğu ve gençlerin – çocukların bu ikilemi nasıl çözecekleri, çözerken ruhlarında oluşacak gerilimle nasıl başa çıkacakları, anne – babayı memnun etmekle kendi hayatlarını biçimlendirme arasında oluşacak açı farklarını nasıl dengeleyecekleri, siyasal farklılaşmaların içinde bulunan ortama yansıması, bunun oluşturabileceği gerilimlerin yönetimi…. Daha sonra eğitimin yükü, gelecek kaygısı vs…