Ben zaman zaman “Biz” diye başlıyorum yazılarıma…İçerden… “Muhafazakar camia” ile aidiyetimi vurgulayarak. Bazı arkadaşlar “Muhafazakarlar” ya da “Müslümanlar” diye daha dıştan, daha mesafeli değerlendirmelerde bulunuyorlar.
Geçen bir programda “Biz” diye başladığım bir soruya üstelik “İlahiyat hocası” olan bir bilim adamı “Biz diye bir şey kaldı mı?” gibi bir cümle ile cevap verdi.
Bunlar, uzuuun iktidar döneminde “Muhafazakârlık” kapsamında yapılanların, “Aidiyet” konusunu nasıl tartışılır hale getirdiğinin göstergesi.
Bu konuyu ciddiye almalıyız, diyerek girişi kapatayım.
Bu girişi, “Seçim yarışında muhafazakâr camia olarak adalete ihtiyacımız var mı?” sorusunu sormak için yaptım.
Böyle bir soruyu, şu geçen 22 yıl içinde “Adalet”in arandığı pek çok meselede sormuşuzdur. Kendini “Muhafazakâr demokrat” diye niteleyen partinin isminin bir parçası da “Adalet” ya… Geçen 22 yıl “Adalet özürlü” bir süreyi ifade...