Ahmet Taşgetiren Star Gazetesi

Ağlayanların ağlayanlara ettiği...

Geçtiğimiz hafta sonu, farklı bakanlıklarda “FETÖ soruşturması”nda etkin konumda olan bazı isimlerle görüştüm. “Aman mağdurlar olmasın, kılı kırk yaralım, at izi it izine...

05 Ekim 2016 | 4.685 okunma

Geçtiğimiz hafta sonu, farklı bakanlıklarda “FETÖ soruşturması”nda etkin konumda olan bazı isimlerle görüştüm. “Aman mağdurlar olmasın, kılı kırk yaralım, at izi it izine karışmasın, sapla saman karışmasın” noktasında tıpkı Cumhurbaşkanı ve Başbakan gibi duyarlıydılar. Ama devletin bu yapıdan temizlenmesi konusunda da duyarlı olarak, karşılaştıkları olaylardan dolayı, mağdurlarla mağdur rolü yapanlar arasında ayrım yapmanın zorluğunu da görmüşlerdi.

- Mesela bir mağdur edebiyatı vardı gerçekten. “Mağduriyeti Ak Parti ve Tayyip Erdoğan’la savaşın bir parçası” gibi görüp, bir anlamda “geniş cephe” politikası uygulanıyordu. Bunlar mağduriyetten kurtulmaktan çok, mağduriyetin gündemde kalmasını amaçlıyorlardı. Böyle bir durumda, devletin bunu mağduriyet gibi değil, savaşın parçası gibi okumasından daha tabii bir şey olamazdı.

- O yapıya bağlılığını sürdürüp, mağduriyet söylemiyle devlete yeniden dönmeye çalışanlar da devletin mağduriyet çerçevesinde mütalaa edemeyeceği bir durumdu. Çünkü devlet, bu yapı ile her türlü her seviyede aidiyetin problem olduğu kanaatindeydi. Bir şoför bile olsa, “güven” sorunu gündeme gelmekteydi. Çünkü Yapı, tüm elemanlarını adeta yabancı bir devletin istihbarat elemanı haline getirmişti. Bunu bir ara Mustafa Yeşil’le ilgili bir olay vesilesi ile anlatmıştım. Mustafa Yeşil “Başbakan bir operasyon emri vermiş, orada bulunan hakşinas bir kişi de bu operasyonu hedef kişilere bildirmiş” diyordu. 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bu defa “Sen Sorosçu değilsin” kriteri 22 Kasım 2024 | 986 Okunma Suud’daki rezillik 21 Kasım 2024 | 4.372 Okunma İç barış – İç cephe 19 Kasım 2024 | 640 Okunma Belediye hesaplaşmasından öte… 17 Kasım 2024 | 491 Okunma Musallada yatan insanlığımız 15 Kasım 2024 | 397 Okunma