"Mitingte en önde insanlara en hızlı slogan attıran adamı Emniyet Siyasi Şubede bizi sorgulayanlar arasında gördüm.”
Bu sözü çok duymuşumdur.
Bunun adı sol jargonda “Ajan provokatör”dür. “Kışkırtıcı ajan” yani.
Sol (ve PKK) bunu hep gündemde tutmuş, onun için de ihanet gerekçesine bağlı “iç infazlar” sol örgütlerde gündemden düşmemiştir.
Devletin ajanı, islami yapılanmalar içinde de yer almış mıdır?
Mutlaka.
Devletin “irtica”yı “iç tehdit” olarak gördüğü zamanlarda, “irtica” kapsamında görülen islami oluşumların içine devlet ajanlarının sızdığına, bunların o yapılanmanın en tepe kademelerine ulaşmaya çalıştığına, hatta devletin böyle yapılar oluşturduğuna kesin gözüyle bakmak gerekir.
Tartışma Ali Bulaç’ın “Devletin adamları bana geldi, Nurcular hakkında ajanlık yapmamı istedi, ben kabul etmedim, ama kabul eden başkaları oldu” mealindeki sözü üzerinden çıktı.
Altan Tan, “İslami ve Kürt oluşumları içinde devletin ajanı hep olmuştur” diyerek katıldı bu tartışmaya. Bulaç ve Tan’ın ajanlık söylemi biraz da “Ak Parti ve İslamcılık” tartışmaları ekseninde devreye girdiği ve “Ak Partinin şahsında islamcılığın bittiği” görüşüne eklemlendiği için daha özel bir anlam kazandı.
Burada Ali Bulaç ve Altan Tan’a söylenecek olan şey, varsa kişiler hakkında net bir bilginiz, bunu açıklayın, demektir. Çünkü öyle ortaya karışık laflarla ajanlık suçlaması yapmanın kendisi de bizatihi, devlet ajanlığının bütün yapılar üzerinde şüphe uyandırma politikasının uzantısı olarak okunabilir.
Sonra insanlar size dönüp sorarlar, çünkü bu işler, iki tarafı da kesen bıçak gibidir. Mesela Altan Tan’a sorulsa: