"Milletvekili maaşıyla aybaşını getiremiyorum” diyen milletvekilini, en son haliyle (5500 TL) asgari ücretle birkaç ay geçinmeye mecbur bırakalım.
Asgari ücret çok mu büyük zulüm olur, o zaman öğretmen maaşıyla, doktor maaşıyla, öğretim üyesi maaşıyla, mühendis maaşıyla geçinmeye zorlayalım.
Ya da mazota para yetiştirmeye çalışan çiftçinin, elektrik faturası dükkan kirasını geçen esnafın geliriyle yaşamaya zorlayalım. Ya da evlilik hazırlığı yapan gençlerin tutacakları evin kirasını ödeme kaygısı ile yaşamaya…
Cumhurbaşkanını, Bakanları, yönettikleri Türkiye’de böyle dar – orta gelir seviyesinde bir maaşla ayları geçirme noktasında psiko-sosyal bir denemeye tabi tutalım.
Niye böyle söylüyorum? Çünkü ancak o zaman şu anda halkın yaşadığı tıkanma – boğulma psikolojisini gerçek anlamıyla hissedebilirler.
Kurban Bayramı geliyor. Bu, aynı zamanda evine sadece Kurban Bayramında et giren insanların yolları gözlemesi anlamına geliyor. “Şu anda evlerde kurban kesebilme hesapları nasıl yapılıyor?”u bir araştırmak lazım. Kaç kişi kurban görevini yapamaz hale geldi’ye bir bakmak...