31 Mart seçimleri öncesinde DEM parti ile ilgili gelişmeler, Kürt meselesi söz konusu olduğunda Türkiye siyasetinin ne kadar kırılgan olduğunun tipik göstergesi haline gelmiştir.
Selahattin Demirtaş, cezaevinden bir açıklama yaptı. Açıklamanın bir paragrafı şöyle:
“DEM Parti ile AKP arasında bir görüşme trafiği var mı bilmiyorum. Ama eğer yoksa bu, iki parti için de büyük bir eksikliktir. Tüm partiler ülkenin, toplumun sorunlarının çözümü için görüşebilmelidir, konuşabilmelidir. Bu son derece meşrudur, hatta geldiğimiz süreç itibarıyla bir görev, bir sorumluluktur.”
Pek çok kere yazdım. HDP ya da son ismiyle DEM, dokunulması cıss olan partiler durumunda. Osya Meclis’in üçüncü büyük partisi, yerel yönetimler söz konusu olduğunda Doğu- Güneydoğu’yu kendi rengine bürüyen, ülkenin diğer bölgelerinde de, özellikle İstanbul, İzmir, Antalya, Mersin, Adana gibi illerde büyük oy kütleleri ile ilişkisi olan bir parti. İhmal edilemeyecek bir siyasi varlık olduğunu kim inkâr edebilir?
Gelin görün ki, bu parti ile ilişki, siyaseten büyük günah gibi görülüyor.
Öyle görülüyor ama, bir yandan da, etkilediği seçmen alanlarıyla ilişki...