Olay, öncelikle soruşturmanın açılma seyri bakımından dikkat çekici. Babacan bakanlıktan ayrılalı yıllar olmuş. FETÖ davaları başlayalı yıllar olmuş. “FETÖ’nün siyasi ayağı” tartışmaları başlayalı yıllar olmuş. Bir gün Babacan’ın parti kuracağı haberleri piyasaya düşmeye başlıyor ve düğmeye basılıyor. Önce Hazine’de çalışan birisinin “Bakanlığı sırasında bürokrasiyi FETÖ’cülerle doldurdu” tarzında bir suç duyurusu, ardından soruşturma…
Aklınıza gelen soru tam da bu alandaki yargı problemini ortaya koyuyor: Babacan parti kurma girişiminde bulunmasaydı bu soruşturma açılır mıydı?
Demek ki bizde yargı bir takım siyasi hesaplarla giyotin görevi ifa edebiliyor.
Olayın ikinci safhası Bülent Arınç’ın bir tv programındaki çıkışı ile devreye giriyor.
Buna geçmeden önce Arınç ile ilgili bir hususa daha işaret etme gereği duyuyorum. Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyeliği, alınacak maaş tartışmaları içinde Arınç kendini savunuyor ve aldığı parayı nereye sarf edeceğini söylüyor.