29 Mayıs’ta Fetih Suresini okutarak “Ayasofya gündemi oluşturmak” iki şekilde yorumlanabilir: Bir, hüsnü zanla bakıldığında, Hünkâr Mahfilinin oralarda bir yerde namaz kılınması gibi, Ayasofya’nın hüznünü gıdım gıdım dağıtmak, iki, “siyasi hesap” tarafıyla bakıldığında o yöndeki umudu kendi ekseninde tutmak.
“Dünyada çok güçlüyüz, her türlü kararı veririz, Ayasofya da kendi hükümranlık alanımızdadır, orası için vereceğimiz karara kimse karışamaz” tarzı bir yorumdan yola çıkıldığı takdirde, Danıştay kararı filan beklenmez. Danıştay kararı Mustafa Kemal’in imzasını mı düzeltecek?