Ve Erdoğan konuştu.. Peki ne konuştu?
-Bahçeli’ye açık ve net sahip çıktı. Onu “tarihe not düşen devlet adamı” diye niteledi.
Bahçeli, “Öcalan’ı DEM grubunda konuşmaya ve silahlı mücadeleyi bitirme çağrısında bulunmaya” davet etmişti. Erdoğan bunu tarihi bir çıkış olarak niteledi, Bahçeli’ye ve MHP’ye şükranlarını sundu.
-Ama konuşmasında “Öcalan boyutu” yoktu. Belli ki Öcalan boyutunu kendisi telaffuz etmek istemiyordu.
-Erdoğan, açıkça Kuzey Irak ve Suriye’deki “terör unsurları”nı iletişim dışında tuttu, onları “Emperyalizmin aparatları” olarak niteledi. Öcalan, silahları susturma işini kimlerle yapacaktı, ya da Kandil ve YPG-PYD yapılanması “Öcalan’ın misyon alanı” içine girmemekte miydi, bu belirsiz. Erdoğan’ın Öcalan’ı anmaması, Bahçeli’nin “Öcalan açılımı” Erdoğan nezdinde “Cumhur İttifakı ortağımızın öncülüğünde son dönemde ortaya konan yaklaşımlar” boyutunda mı kalacak, sorusunu akla getirir mi?
Ancak Erdoğan’ın Bahçeli için söyledikleri, çok daha ötede bir “sahiplenme”yi ortaya koyar...