Önce bir dil uyarısı yapmak lâzım. Bilhassa sayın Bahçeli’nin konuşmalarıyla ilgili. Çünkü bu seçimlerde en çok kullanılacağı görülen kelimenin yanlış telaffuzu, kelimenin kendisine de, o kelimenin doğrusunu bilenlere de eziyet olacak.
Tahmin edeceğiniz gibi “Beka” kelimesinden söz ediyorum. Bu kelime Arapça kökenli. “B” ve “Kaf” harflerinden oluşuyor. “Kaf”ın sonuna bir de onu uzatmak için “Elif” gelmiş. “Baki kalma”yı biliyoruz. İşte “Beka” o anlama geliyor. “K”yı kalın okumak lâzım.
Bir de “B” ve “Kef” harflerinin sonuna “Elif” ilavesiyle oluşan “Bekâ” kelimesi var. Bu da “Ağlamak” anlamına geliyor. Sayın Bahçeli bu kelimeyi muhtemelen dil alışkanlığı ile hep “Bekâ” diye söylüyor. Farkında olunmaya bilir, dil alışkanlığı ile olabilir, düzeltilse iyi olur, diye düşünüyorum.
***
Gelelim asıl meseleye:
Seçimler ittifaksız olmuyor. İttifakta bir yapıştırıcı lâzım. Şu anda iki ittifak alanı söz konusu ve yapıştırıcılar aşağı yukarı belli olmuş durumda.
Muhalefet için yapıştırıcı “Erdoğan karşıtlığı.” CHP ve İyi Parti, muhalefeti “Erdoğan karşıtlığı”na odaklayarak kendi tabanlarını aynı kulvarda oy verdirmeye çalışıyor.
İktidar cenahı için “Beka” ana yapıştırıcı alan. AK Parti ve MHP liderlikleri kendi toplum tabanlarının en duyarlı bileşeninin “Ülkenin bekası” olduğuna hükmetmişler ve o vurgu ile iki parti bağlılarını aynı adaya oy vermeye yönlendiriyorlar.
Her iki cenahta sıkıntı var.