Bir ara “Ahmet Taşgetiren'in itirafları” başlığı altında benim adım dolaştı sosyal medyada. Hem de bütün açıklamalarıma rağmen üç dalga halinde... Milli Gazete'den Abdülaziz Kıranşal'ın yazısı idi. İtiraf mitiraf yoktu aslında, metnin yazarı, muhafazakar camianın kişilik planında neleri kaybettiğini anlatıyor, hayıflanıyordu. Anlaşılan bizim camianın hassasiyet alanına dokunmuştu o yazı.
Geçenlerde Nihal Bengisu Karaca dile getirdi benzeri bir hayıflanmayı. Sonra Elif Çakır yazdı: “Onca kalabalığa rağmen bu nasıl yalnızlık!”
Aslında muhafazakar camiada “ne idik ne olduk?” türünde konuşmalar her ortamda gündeme geliyor. Konu siyasetle ilgi boyutunda “İktidar olduk ama kendimizi kaybediyoruz” yaklaşımına varıyor.
Ben de bir çok konuşmamda farkına varmadan dönüşmeyi anlatan “Haşlanmış kurbağa sendromu”na işaret ediyorum.
Acaba siyasetin gündeminde olan “Beka meselesi”ne bir de buradan baksak daha faydalı olmaz mı?
Hayat – Memat meselesi. Varlığınız tehlikede veya değil.