Bizim gençlik yıllarımız. İlk başörtüsü olayı yaşanıyor Ankara’da… Hem de İlâhiyat’ta. Hatice Babacan isimli öğrenci, başörtüsü taktığı için okuldan atılıyor. Yıl 1968. O yıllar, bütün dindar – muhafazakâr camia, Hatice Babacan’la aynileşmiş durumda. Babacan nerede ise her dindar ailenin parçası…
2000’li yıllara ulaştığınızda bir Whatsapp mesajı geliyor telefonunuza. “Ali Babacan’ın halası Hatice Babacan Yahudi kökenliymiş, o yüzden de öldükten sonra Yahudi kökenlilerin defnedildiği Bülbülderesi mezarlığına defnedilmiş….”
Hımmm… Halası Yahudi olduğuna göre, halası babasının kardeşi olduğuna göre…. O zaman Ali Babacan ne oluyor? Demek bu Yahudiler “Başörtüsü”nün altından bile çıkabiliyormuş…. Ve bir gün, muhafazakâr diye bilinen bir siyasetçi rolüne bürünebiliyormuş!!
Ali Babacan’a bu mesajın ne zaman ulaştığını, Ali Bey’in bu mesaj sebebiyle nasıl acı çektiğini, bu mesajın Babacan ailesinde, annesinde – babasında nasıl yankılandığını bilmiyorum.
Daha önemlisi, Hatice Babacan’ın bu mesajdan haberi olduğunda ne hissettiğini, daha önemlisi...