Kur’an-ı Kerim’in Âl-i İmran suresinin 104’üncü ayeti mealen şöyle:
“İçinizde hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men eden bir “ümmet” bulunsun; işte kurtuluşa erenler onlardır!”
Anadolu’daki konferanslarımda bu ayeti çok paylaştım. Ayetteki “Ümmet” kelimesi Kur’an meallerinde çoğunlukla “Topluluk” anlamında kullanılmış. Ben konuşmalarımda Hak Dini Kur’an Dili isimli tefsiri hazırlayan büyük ilim adamımız Elmalılı Hamdi Yazır’ın bu kelimeye verdiği “Öncü topluluk” anlamını önemsediğimi ifade ettim. Bu durumda ayetin meali şöyle oluyordu: “İçinizde hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men eden bir “ümmet – öncü topluluk” bulunsun; işte kurtuluşa erenler onlardır!”
Ayet, tamamen “mü’min - inanmış” bir toplum vasatını gündeme getirmekteydi. “Öncü topluluğun” görevi, öncelikle “Hayra çağırmak”tı. “Hayır” iyilikler bütününü ifade etmekteydi. Demek ki bir “mü’min topluluk” iyiliklerin paylaşıldığı, o alanda bir eksiklik varsa onun tamamlanması için çaba gösteren bir topluluğun bulunduğu...