Ekonomiyi yanlış yönettik, Allah affetsin” deseydi daha sahici, daha samimi bulunurdu.
“Ben ekonomistim. Ekonominin kitabını yazdık, yazmaya devam ediyoruz” demekten yani. Çünkü bu ikincisi hayatın apaçık gerçekleri ile çelişiyor. İnsanlar bunu kendi hayatlarında çok yakıcı biçimde yaşıyor.
Aynı şekilde “Nass var, nass” demek de “Allah affetsin” gibi yanlışı görüp, bir tür özür beyan etmenin yanında kendi yanlışına dini gerekçe üretmek gibi algılanıyor. Bu da samimiyet sorgulamasına götürüyor.
“Büyü bozuldu” dedim başlıkta. Bizde, yani muhafazakar – dindar camiada kişilere kutsiyet arz etme eğilimi vardır. Yanlış kondurulmaz onlara. Bir tür olağanüstülükle donatılır. Yanlış bir şey görüldüğünde -değil mi ki kendisi küçük bir insancıktır- kendisinin yanlış gördüğüne inanılır. Yanlışı içine sindirmek için “Bir bildiği vardır” denilir. “Hoca’nın, Hocaefendi’nin, Reis’in, Kral’ın bir bildiği vardır!”
Ama gerçekler...