Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mitinglerinin bu seçimlerin en çok tartışılan konusu olduğu muhakkak. Bu formatın klasik “Tarafsız Cumhurbaşkanı” formatından farklı olduğunda da şüphe yok. Her ne kadar daha önceki Cumhurbaşkanlarının tarafsızlığının su götürür nitelikte olduğu da biliniyor ise de, 7 Haziran seçimlerinin kıran kırana atmosferinde Erdoğan, tartışmaların odağına oturuyor.
Cumhurbaşkanı muhalefetle açık polemik yapıyor, adres göstermese de neresi için istendiği çok net olan bir taleple 400 milletvekili istiyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce “Halk oyu ile seçilen Cumhurbaşkanı fiilen yarı başkanlığı getirir” tezleri vardı, o iddianın kısmen devreye girdiği söylenebilir. Ama diğer iddia olan “Partili Cumhurbaşkanı” modelinin daha etkin olarak devreye girdiği gözlemleniyor.
Muhalefet tabii olarak öfkeli. Onun için de “Cumhurbaşkanlığı makamının saygınlığı” vs demeyip Erdoğan’ı boy hedefi olarak almaktan geri kalmıyor. Muhalefetin seçim kampanyasında da Erdoğan, en etkin saldırı alanları arasında yer alıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu tavrı bilinçli olarak seçtiğini söylemek yanlış olmaz. Hiç şüphesiz 7 Haziran onun için de hayati önem taşıyor. Çünkü Cumhurbaşkanlığına çıkmış olmayı bir tür yarı emeklilik gibi görmüyor. Lideri bulunduğu siyasi hareketin etkinliğinin devletin zirvesine çıktığını, aslında orada da “Sistem restorasyonu” adına yapılması gerekli önemli adımlar olduğunu düşünüyor. Halkın kendisine verdiği yüzde 52 oyun, böyle bir misyonu içerdiğine inanıyor.