Bize zaferler lâzım, hatta devrimler…
Ama Suriye’de kazandığımız zafer, hatta devrim mi?
Medyamıza yansıyan zafer – devrim çığlıkları arasında İsrail kılçığı gelip gırtlağımıza oturmuyor mu?
Bir süreç işliyor.
Benim öteden beri coğrafyamızdaki gelişmeler için söylediğim “alt alta üst üste gelişler” söz konusu. Demişimdir “Hani kovboy filmlerinde öyle alt alta üst üste boğuşmalar olur, o ara bir patlama sesi duyulur, acaba kim vurulmuştur? Az sonra bir kişi nefessiz kalır, düşer. Ya da ayakta iki kişi silahlarını çeker, ateş ederler, bir an kimin vurulduğu belli olmaz. Az sonra birisi yere yığılır.” Coğrafyamızda olan biteni izledik, izliyoruz. Irak’ta “Bir koyup üç alma heyecanları” yaşamıştık. Nasıl, Irak’ta gelinen nokta bizi coğrafyamız adına memnun ediyor mu? Ben Greko-romende “salto atma”ya benzetirim bölgede büyük oynamayı… Gücünüz yetmezse kendi oyununuza gelirsiniz saltoda…
Kendime soruyorum: