Bir ara “Bu Feridun Sinirlioğlu İsrail ile bir işler karıştırıyor ya, bakalım ne çıkacak?” gibi haberler yapıldı bizim medyada. İsrail ile ilişkileri geliştirme işi, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’nun başına kalsaydı herhalde epey dayak yiyecekti. Ama görüldü ki o bir devlet memurudur ve Hükümetin inisiyatifi ile hareket etmektedir.
- Kısa süre önce birilerimiz “Düşmanları azaltmak, dostları çoğaltmak lazım” gibi bir kampanya yürütse, Hükümetin dış politikasına yönelik bir saldırı muamelesi görür, hainlikle suçlanırdı. Ama Binali Yıldırım Başbakan olduğundan beri “Düşmanları azaltmak, dostları çoğaltmak lazım” diyor ve peşinden İsrail, Rusya, Mısır açılımları geliyor, bu defa bu politikanın erdemi üzerine döşeniyoruz.
- Vaktiyle rahmetli Özal “Irak’ta bir koyup üç almak lazım” dediğinde ben, “Bu greko-romende salto atmaya benzer, onun için de büyük güç gerekir, eğer o gücünüz yoksa salto atmaya kalktığınızda kendi oyununuza gelebilirsiniz” diye yazmış, Ak Parti iktidarları döneminde de bu yazıya sık sık atıfta bulunmuştum. Diplomaside “Güç değerlendirmesi”nin hayati olduğunu, arkasına güç koyamadığınız çıkışların çok ciddi negatif geri dönüşleri olacağını yazmıştım. Eminim o tür yazılar da “Türkiye’nin kutlu yürüyüşü”nü anlamamak şeklinde değerlendirilmiş, hatta “Yürek zaafiyeti” çerçevesinde yorumlanmıştır.