İstanbul Boğazı’ndan kaptanlığını Trump’ın yaptığı dev bir petrol tankerinin geçtiğini düşünün. Nasıl yüreği ağzına gelirdi herkesin.
Aynen öyle, Amerika bir transatlantik ve onun seyir halinde olduğu bir dünyada, Trump kaptanlık yapıyor. Nereye toslasa korkunç bir yangın çıkaracağı muhakkak.
“Bir tweetlik strateji” diye yazmıştım en son Suriye’den çekilme çıkışını. Biraz heyecan mı duymuştuk ne!
Ben de “İsrail ordayken, İran ordayken, Araplarla türlü çeşitli kombinezonlar oluşturma çabaları ordayken Amerika Suriye’den çekilecek, eee sonra?” diye sormuştum.
Sonra ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun dilinden “Türklerin Kürtleri öldürmesine mani olma misyonu” konusu geldi gündeme.
Cevap verdik: “Kürtleri öldürmek alçakca bir iftiradır, aksine onları bağrımıza basıyoruz, düşmanlığımız Kürtler adına hareket ettiğini söyleyen ama Kürtleri de katleden terör örgütlerinedir.”
Şimdi Trump konuşuyor: “Kürtler’e saldırırlarsa Türkiye’yi ekonomik olarak mahvederiz.”
Dile bakın: “Mahvederiz.”
Sanki bir sokak kabadayısı meydana çıkmış racon kesiyor.
Ne cevap verilir böyle bir dile?
Müttefiklik falan geçelim, hasım devletler arasında bile normal şartlarda bu dil kullanılmaz.
Çok açık ki bu bir savaş dili.
Bilmiyorum Amerika’da bu sözleri duyup “Yaa Başkan ne yaptın sen!” diyerek saçını başını yolan birisi çıkmış mıdır?