Amina Şilyak, “Bosna’da savaş her şeyin değerini değiştirdi, demişti. Yakacak bir şey kalmadığında lüks mobilyaları yaktık. Bizde misafire kahve ikramı çok önemlidir. Bir gün eve misafir geldiğinde yakacak bir şey kalmadığı için Adidas ayakkabıları yakarak kahveyi pişirdim. Adidas ateşinde kahvenin tadına da doyum olmuyor.”
Deprem de öyle bir şey. Ne diyordu bölgeye koşan Masterşef’in Mehmet Usta’sı, “Her şey boş!”
Evet, depremin siyasetin de koordinatlarını değiştirmesi tabii. Böyle durumlarda ilk fatura ülkeyi yönetenlere kesileceği için, ülkenin her şeyden sorumlu yöneticisi Tayyip Erdoğan olduğu için ve seçim şafağı attığı için, öncelikle Erdoğan’ın durumdan vazife çıkarması ve bu bedeli en az nasıl ödeyeceğini, daha ötede siyaset hayatını zaferle sonuçlandırma gibi bir hedefi nasıl yakalayacağını düşünmesi de tabii.
Zaman kısa, hızlı düşünmesi lazım:
Bir: Depremin öncesi ve sonrasına ilişkin sorumluluk söz konusu.
İki: Evi başına yıkılan ve bunun can kayıpları dahil her türlü acısı içinde kıvranan insanlara gelecek ümidi verilmesi...