Bir Kur’an ayeti üzerinde çok düşünürüm. Şu üç aylar içerisinde, Ramazan’a doğru yol alırken ve Mirac ikliminin içinde o ayet üzerine okuyucularımla birlikte düşünsek, dedim.
Enfal Suresinin 24’üncü ayeti. Meali şöyle:
“Ey iman edenler! Allah ve Rasûlü sizi, size hayat verecek şeylere çağırdığı zaman onlara uyun. Şunu bilin ki Allah kişiyle kalbinin arasına girer. Sonra hiç şüphesiz, hepiniz O’nun huzurunda toplanacaksınız.“ (Enfal, 24)
“İman edenler”e hitap ediliyor öncelikle. Yani İslam’ın içinde yol almış olanlara. Çünkü “iman etmiş olmak” da Hucurat suresi 14’üncü ayete göre “iman etmiş olmak için” İslam içinde yol almış olmayı gerektiriyor. İslam dairesine girdikten sonra “İmanın kalplere nüfuz etmesi” gibi bir durum isteniyor “Mü’min kıvamı” için.
İşte öyle bir kıvama gelmiş kişiye, Kur’an, “diri bir hayat” yaşama uyarısı yapıyor. Bunun için de “hayat verecek şeyler” bulunduğunu, bunu da Allah ve Rasulü’nün belirlediğini bildiriyor. Anlıyoruzz ki Allah ve Rasulü bir insanı kimi değerlere davet ediyorsa, o değerlerin o insanı...