Elektronik postama her gün “Hainler listesi”ni ihtiva eden bir (veya birkaç) mail geliyor. Bir vatandaşımız sağolsun gözetleme kulesi kurmuş, kim nasıl ihanet içerisine düşmüş ise tespit ediyor ve beni uyandırıyor. Mail listesine bakıyorum, benden başka onlarca insanı da uyandırıyor. Diyorum, demek uyandırılmamız lazım. Yoksa ne bileyim, hainlerin tuzağına düşmek işten bile değil. “Hainler” listesinde yer alanların hepsi tanıdığım isimler. Üstelik ben onları “Dost” sanıyorum. “Bizim” diye nitelediğimiz gazetelerde, köşelerini okuduğumuz insanlar. Her bir isim beni şaşırtıyor, “Allah Allah, diyorum, şu bizim Ali Veli, Hasan Hüseyin değil mi, bunlar nasıl ihanet etmiş olabilirler ki!” Ama bir ihanet dosyası olmalı ki, bu vatandaşımız onları ihanet listesine dahil etmiş olsun. Durup dururken hainler listesi oluşturulacak değil ki? Ayrıca siyasetçiler var aralarında. “Hain” ne kelime “Lawrens” bile olmuşlar! Hani şu Arapları Osmanlı’yı arkadan vurmaya kışkırtan İngiliz ajanı. Bana “Hainler” listesini bildiren vatandaşımız gibi, kimbilir daha kaç merkez var, ihanet listesi tutan. Onları da medya köşelerinde okuyoruz. Yok canım, bu listeler öyle muhalif medyadan vs devşirilmiş değil. Doğrudan doğruya “Bizim” medyadaki köşelerden devşirilmiş isimler.