Son gittiğim Anadolu şehirlerinden birinde, gençler havaalanından aldılar, şehre doğru ilerliyoruz.
Böyle ortamlarda genelde “Nasıl görüyorsunuz Hocam durumu?” diye sorular sorulur.
Soru soruyu açtı, bir ara, birisi “Hocam, dedi, acaba Davutoğlu ve Abdullah Gül ihanet ederler mi?”
- Kime?
- Reis’e.
Benim içimden geçen ilk düşünce, “Konu buralara bu soru ile gelmiş demek ki...” şeklinde oldu. Üzüldüm.
Bu soru Tayyip Bey’in kendisine sorulsa ne cevap verirdi, diye düşündüm öncelikle. Sonra anlattım:
- Asla, dedim. Böyle bir ihtimali akla getirmek bile mümkün değil. Ahmet Davutoğlu’nu lise yıllarından tanırım, dedim, babasını da tanırım, mü’min mütedeyyin bir insandı Allah rahmet eylesin. İslami hizmet alanlarına karşı son derece müşfik, yardımcı bir insandı.
Davutoğlu, o zamanlar Alman lisesi diye bilinen İstanbul Erkek Lisesi’nde mü’min – müslüman olarak kimliğini korudu, kendini yetiştirdi, sonra Boğaziçi’nde mü’min – müslüman kimliği ile var oldu, bizim neslimizin yetiştirdiği önemli bir ilim adamı, düşünce adamıdır. Refah döneminde düşünceleriyle ve D-8’e Malezya’daki katkılarıyla hizmet etmiştir.
Bilim Sanat Vakfı gibi bir bilim ocağının merkez insanı olmuş, birçok genç bilim adamının yetişmesine öncülük etmiştir.