"Edirne’deki en büyük hesabı İmralı’dakine verecek. Zannediliyor ki her yer şu anda toz pembe, onların da kendi içinde ayrı bir hesaplaşmaları var, bu hesaplaşmayı da yapacaklar” demişti Cumhurbaşkanı Erdoğan. O sıralar İstanbul seçimi için Öcalan’dan mektup getirildiği, ya da Osman Öcalan’ın TRT’ye çıkarılmadığı zamanlardı.
İmralı’dan sadece “Devlet” haber alıyor, muhtemel ki sayın
Cumhurbaşkanı’nın sözleri de “Devletin aldığı bilgi” ile ilgiliydi.
Ancak şu ana kadar İmralı’dan Demirtaş’a yönelik bir “Hesap sorma”
girişimi olmadı.
Ama şimdilerde Kandil’den bir ses geldi. Acaba sayın
Cumhurbaşkanı’nın kastettiği de buna benzer bir “hesap sorma”
mıydı, bu “Hesap sorma”dan sonra Demirtaş, Erdoğan’ın beklediğini
hissettirdiği çizgiye gelir mi, bilmiyorum.
Hep deniyordu ya, “HDP terörle, Kandil ile arasına mesafe koysun.” HDP o noktada sınırlı adımlar atıyor ama Demirtaş’ın gittikçe daha netleşen bir tavrı var. Mersin’deki saldırıyı -bunu HDP de yaptı- çok net ifadelerle kınadı. Demirtaş, 2012’deki “Apo’nun heykelini dikeceğiz”...