Bir zamanların Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) Kürt teorisyenlerinden olan Tarık Ziya Ekinci, Hürriyet yazarı Ahmet Hakan’a mektup göndermiş. Türkler ile Kürtler’in kardeşliğinin vurgulanmasından rahatsız olduğunu ifade ediyor ve şöyle diyor:
“Kürtler hiç kimsenin kardeşi olmadıkları gibi kimse ile kardeş de olmak istemezler.”
Ekinci, üstelik bu kardeşlik temasını “Kürtlere gösterilen sözde sempati” ve “köleleştirici bir tutum” olarak niteliyor.
Peki istediği ne?
“Eşit haklı vatandaşlık.”
“Kürtler’in tamamı adına konuşabilme toptancılığı”nı nasıl elde ettiği bilinmeyen Ekinci’ye hemen peşin olarak şöyle bir soru sorulabilir:
- Kardeşlik vurgusunun eşit vatandaşlığa mani yanı ne?
Yarın birileri çıkıp, “Zaza’lar ve Kırmançiler kardeştir” dese, birilerinin Zazalar adına çıkıp “Arkadaş kardeşliği falan bir yana bırak, bize sadece eşit hak ver” dese ve bu böyle en mikro milliyetçiliklere kadar uzansa nasıl olur?
Tabii ki “eşit vatandaş” olmak herkesin hakkıdır ve o hak, hukukla korunmalıdır.
Ama, Türkler’in Kürtler’le kardeşliğinin vurgulanması, bu topraklarda ayrı bir anlam taşır.