“Kalb ve kin ve Müslüman.
Ve bayram.
Kin de var, öfke de var, nasıl bir kalb bu?
Kedi, yavrusunu yiyeceği zaman önce onu fareye benzetirmiş. Bizler de, önce “iman edenler”i “iman etmeyenler” haline getiriyoruz, sonra da vur boynunu.
Bunun adı da mü’min kalbi olacak! Hadi canım sen de!
Allah’ın huzuruna varsak, bunlar nasıl bir kalb diye sorulsa ne cevap vereceğiz?”
Alev Alatlı’nın şöyle bir sözünü paylaşmış Ayşe Böhürler dünkü Yeni Şafak’taki yazısında:
“Biz Türklerin kendimizi Yaratan’dan ötürü bile sevmediğimizi, kendimize ait hemen hiçbir kuruma hürmet etmediğimizi, esirgemediğimizi teslim edersiniz.”