Kendi adıma “savunması içinde” yazılar yazdığımı düşünürüm. Yani düşüncelerimin doğru anlaşılmasını, onun için de muhtemel soruları görmeye çalışır, değerlendirmelerimin gerekçesini okuyucuyla paylaşmanın önemli olduğunu düşünürüm.
Buna rağmen zaman zaman “okur yorumları”na baktığımda kategorik mahalle yargılamalarına maruz kaldığımı da görüyorum. Hangi mahalle? Her tür mahalle…
Onun iç in bugün, Türkiye’de iletişimsizliğin ana sebeplerinden birisi olarak “mahalle dilleri” üzerinde durmak istedim.
“Mahalle dili” konusunu zaman zaman “Bizim mahalle” ekseninde ve “Din dili” boyutunda ele aldım. Halkı Müslüman bir ülkede en kapsayıcı dil olması gereken “Din dili”nin nasıl dar alanlara münhasır hale geldiğini anlatmaya çalıştım.
Mesela kürsüde, minberde, gazete köşesinde ya da daha genel bir platform olan tv ekranında, sosyal medyada konuşan bir zatın toplum kültüründe dini terimlerin anlaşılabilirliğine hiç dikkat etmediğine, dini ölçü diye açıklanan hükümlerin din hakkında nasıl bir yargı oluşturduğunu hiç önemsemediğini, deyim yerindeyse...