Ak Parti kurulurken, Abdullah Gül’ün, “Dışarda konuşamayacağımız hiçbir şeyi içerde konuşmayalım” gibi bir uyarıda bulunduğunu biliyorum. Bu, bir anlamda Nizam – Selamet – Refah çizgisinin cemaat türü yapılanmasına yönelik özeleştirinin ifadesiydi. Ak Parti bir süre öyle yürüdü, şimdi gelinen noktada, o hassasiyet korunabiliyor mu, soru.
En son Cemaat olayında, kamuoyu önünde savunulamayacak işlerin mahrem ortamlarda yapılıyor olmasının sancıları yaşandı. Cemaat yapıları sağlıklı değerlendirmeler yapmadıkları taktirde, benzeri olayları daha pek çok göreceğimiz muhakkak.
Bunları MHP içindeki sıkıntıları değerlendirmek için hatırlattım. Benzeri sıkıntılar HDP’de var. Partide hangi otorite etkili sorusu net cevaplanmayınca her ortamda “Nereden emir alınıyor?” sorusunun gündeme gelmesi kaçınılmaz oluyor.
Şimdi, MHP etrafında bir cinayet işlendi. MHP’nin yan kuruluşu Ülkü Ocakları’nda 10 yıl başkanlık yapmış bir kişi, yine Ülkü Ocakları iltisaklı kişilerin karıştığı bir cinayetle gün ortasında öldürüldü.
Belli ki olayın kol kırılır yen içinde kalır gibi bir muamele görmesi mümkün değil. T 24’ten...