Ahmet Taşgetiren Star Gazetesi

MHP’de ilk raund

Bugün 19 Haziran. Muhalif kanadın çağrısı ile MHP olağanüstü kurultayının toplanacağı gün.  Toplanabilecek mi? Büyük ihtimal. Bahçeli cenahının alt mahkeme - üst mahkeme gidip...

19 Haziran 2016 | 1.107 okunma

Bugün 19 Haziran.

Muhalif kanadın çağrısı ile MHP olağanüstü kurultayının toplanacağı gün. 

Toplanabilecek mi?

Büyük ihtimal.

Bahçeli cenahının alt mahkeme - üst mahkeme gidip gelmelerine yol açan “Yargı süreci” itirazları bitirdi, Bahçeli’nin “Yargıtay karar verirse uyarız” sözü kayda geçti, mahkeme tarafından “Çağrı heyeti” oluşturuldu, ve bugüne gelindi. Çağrı heyeti kurultayı bugün toplamakta kararlı.

Star’da, Şerife Güzel’in haberinde Bahçeli’nin son bir cümlesini okudum: “Yargıtay karar verse bile 19 Haziran bizim için yok hükmündedir.” Şaşırtıcı.

Ne dersiniz, Bahçeli’nin bu tavrı, farklı bir tarihte kurultay toplama iradesini mi yansıtıyor, yoksa her ne şekilde olursa olsun kurultay toplamamayı mı?

Sanırım algı ikincisi.

İlk çıkışta “2018’in 18 Mart’ından önce kongre yok” şeklindeydi. Sonra 10 Temmuz’a kadar gelindi.

Bahçeli, MHP’de işler böyle yürür, biz ne dersek o olur, itirazlar boşa çıkar gibi yaklaştı anlaşıldığı kadarıyla.

Ama bu defa öyle gözükmüyor.

Muhalefetin tabanda ciddi karşılığının oluştuğu çok açık. Muhalefet MHP tabanında çalışıyor ve normalde “Lider” eksenli bir duygu dünyasına sahip olan tabanda muhalefete tepki gelmiyor. Hatta aksine, farklı bir coşkuya muhatap oluyor Muhalefet.

Tabanda bir sancı olduğu o kadar açık ki, peşpeşe “Lider adaylığı” ortaya çıkıyor. Şu an sayıları 8 mi oldu, 9 mu bilmiyorum. Ama bu bile Bahçeli’nin liderliğinin tabanda savunulmadığının, hatta ciddi bir zaaf geçirdiğinin göstergesidir.

Bunu Bahçeli’nin girilen süreçteki tavırlarının da beslediğini de söylemek mümkün. Bahçeli bu süreçten ürkmüş gözüktü öncelikle. Devrilme ürküntüsü içinde. Önce süreci Yargıtay’a havale etmeyi, sonunda “Yargı karar verse bile ben bunu yaptırmam”a gelmeyi zaten başka türlü yorumlama imkanı yok. Bahçeli, muhtemelen “Taban bunlara prim vermez. Ülkücü gelenekte lider tartışılmaz” diye bakmıştır. Direnci onunla bağlantılı olabilir. Ama tabandaki hareketliliği gördükten sonra bile bu tavrı sürdürmek, “Tabanın iradesine güvenmemek” gibi bir görüntü doğuracaktı ve şu an gelinen psikolojik zemin budur.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bu defa “Sen Sorosçu değilsin” kriteri 22 Kasım 2024 | 986 Okunma Suud’daki rezillik 21 Kasım 2024 | 4.372 Okunma İç barış – İç cephe 19 Kasım 2024 | 640 Okunma Belediye hesaplaşmasından öte… 17 Kasım 2024 | 491 Okunma Musallada yatan insanlığımız 15 Kasım 2024 | 397 Okunma