Toplamda Cumhur İttifakı’nca alınan yüzde 51.6, iktidarın arkasındaki yüzde 52 oya yakındı. Kaldı ki Muhalefet de seçimden sonra erken seçim kampanyası açmayacağını ilan etmişti.
Buna rağmen sonuçların sembol şehirlerin yönetimlerini değiştirmesi itibariyle çarpıcı olduğu kuşkusuz. Sembol şehirler deyince de İstanbul ve Ankara başta geliyor. Muhalefet bunun yanında Antalya, Adana, Mersin gibi illerde de seçimi kazandı ki, bunlar muhalefete de bir tür kazanma coşkusu sağlıyor.
Şu anda herkes sonuçtan çıkan dersleri değerlendiriyor.
Siyasetin merkezinde Ak Parti bulunuyor. Girdiği 15’inci seçimi de kazanmış bir parti olarak Ak Parti, ilk “güven sarsıntısı”nı 7 Haziran 2014’te yaşamışsa herhalde onun daha derinini bu seçimde yaşamıştır. Cumhurbaşkanı Hükümet sistemi içinde ve MHP ittifakı ile girilen bu seçim, belki de Tayyip Erdoğan’ın varını – yoğunu ortaya koyduğu bir seçim olmuştur. Düşünelim, seçimden bir gün önce İstanbul’da 8 yerde konuşuyorsunuz, bitmiyor akşam da TRT’de 39 ilçe başkan adayı ile birlikte halka sesleniyorsunuz. İller, iller, iller… Günde iki – üç miting. Yoğun medya kullanımı. Medyanın bütün köşelerinin iman – itikad boyutu dahil her şeyi devreye sokması. Ve en son “kulağımızı bu seçimde çekmeyin” yollu “naz makamı”nı devreye sokma…
Ortaya çıkan sonuç bunlara rağmendir ve bunu en iyi okuyacak olan insan, Ak Parti’nin varlığına hayati değer veren Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır.