Türkiye’de siyasi - toplumsal gündemin yanında dini gündem hep olmuştur. Aslında, farkında olalım olmayalım, dini gündemle siyasi – toplumsal gündem birbirinden çok da kopuk değildir, hatta iç içedir.
Gün geçmez ki insanlar – siyasiler birbirlerini Allah’a havale etmesinler.
Güç geçmez ki içerde görülemeyen hesaplar Ruz-i mahşere, yani Allah’ın adaletine havale edilmesin.
Başka toplumlarda da din bu ölçüde hayatın içinde mi, bilmiyorum. Ya da şöyle söyleyeyim, sekülerliğin artık bir hayat tarzı haline geldiği toplumlarda -mesela Batı toplumlarında- bile bazı konular, kürtaj, cinsellik vs. dini aidiyetlerle bağlantılı olarak tartışılır.
Bizde ise ister özgürlüklerin sınırı, ister....