Pensilvanya’ya gitmiş, oradaki dua ortamını yaşamış, onu da yazılarıma yansıtmıştım.
Yakınlarımdan biliyorum, “Cemaat”in “Cemaat” olduğu dönemde, hayatlarında seher vakti uyanışları ve dualar, dualar vardı.
Fethullah Gülen’in bir yazısında “Nam-ı celili Muhammedinin kıtalar ötesine taşınması”nı, bir yazımda heyecanla değerlendirmiştim.
Ben o zaman, aşurelerle, iftarlarla dünyanın farklı iklimlerinde “tebliğ coşkusu” aramıştım.
O dönemler, “Cemaatin” gerçekten de o olduğunu düşünüyorum.
Sonra bir metamorfoz (başkalaşım) yaşandı. Bana denebilir ki, ama o başkalaşımı başkaları da yaşadı, onları neden yazmıyorsun? Onları da yazıyorum, onlar da yazılmalı, tahlil edilmeli, ama onlardan kastedilen siyasi kadrolar ise bir siyasi kadronun başkalaşımı ayrı anlam ifade ediyor, bir “Cemaat”in başkalaşımı ayrı. Siyaset bir şekilde ikame edilebilir, ama yılların emeği verilen bir “Cemaat yapılanması”nın başkalaşımı, son derece dramatiktir.