“İki soytarı”nınbir TV kanalındaetrafa iğrençlikler saçtığı bir ortamda, birdenbire Star Gazetesi'nin yazılarıma son verdiği haberleri dolaşmaya başladı. Arayanlara “Haberim yok” dedim.
Sonra Star Medya İcra Kurulu Başkanı Ahmet Bayraktutar'ı aradım. “Ben de o haberlerle boğuşuyorum, nereden kaynaklandığına bakıyorum. Tabii ki öyle bir şey yok” dedi. Bir fırtına esti.
Şu anda Star'da yazmaya devam ediyorum. Bu arada arayan, tweetlerle duygularını ortaya koyan dostlara kalbi şükranlarımı sunuyorum.
Ancak dünyamızda bir sıkıntı var. Onu konuşmalıyız.
Daha önce de yazılarımla ilgili gerilim olduğunda Ahmet Bayraktutar'ı aradım ve kendisine “Veda yazısı hazır” dedim. “Ethem Bey'le de her şeyi yeniden konuşabiliriz.”
Kendime zamaneye göre ayar verecek değilim.
Çizgim belli.
Müslümanım.
Artı, bir davam var. İslam'ın tüm insanlık için en yüksek değerler manzumesi olduğuna ve insanlığın bu değerlerle buluşması için her türlü gayretin gösterilmesi gerektiğine inanıyorum. Sivil bir misyon bu.
Davamın diğer ayağı, içinde Türkiye'nin de bulunduğu İslam dünyasının büyük devletlerini kaybettiği süreç içinde açık-örtülü sömürge statüsü içine sürüklendiğini, bundan kurtulması gerektiğini, bunun siyasal, ekonomik, kültürel, askeri birikimlerinin oluşmasının kaçınılmaz olduğunu, İslam'ın evrensel misyonu ile İslam dünyasının özgül ağırlığının yeniden kazanılmasının birbiriyle bağlantılı olduğunu kapsayan bir boyut içeriyor.
“Türkiye'nin Türkiye olması” ve “İslam dünyasının İslam dünyası olması” dediğim şey bu.
Bunun gerçekleşmesi için ülkemizde ve İslam dünyasında insan kalitesi noktasında yapılacak çok şey var. İster Müslümanlık kalitesi itibariyle ister başka dünyevi misyonlar çerçevesinde insanımızın “özgül ağırlığı”nın artırılması en hayati mesele. Çamur adamlarla da gidilecek bir yol yok, dünyevi misyonlar açısından sığ insanlarla da...
Bu misyon çerçevesinde bütün dünya ile ilişki kurabilirsiniz. Pergelin ayağı misyon duyarlılığını kaybetmemek şartıyla tüm dünyayı dolaşabilirsiniz.
Benim ülke içi siyasi duruşum da bu hassasiyet”le iç içe.
“Tayyip Erdoğan'ın ayağına taş değmesin” diye yazdığımda da insan kutsamıyorum, benim baktığım yerden önemine işaret ediyorum. Eleştiri yapıyorsam, aynı hassasiyet içinde hareket ediyorum. Şunu da söyleyeyim: Desteğim de eleştirilebilir, itirazlarım da.