"Küçük partilerin oyları” siyaset jargonunda.
Çok parti ismi var bu meyanda zikredilen ama daha çok Saadet ve Büyük Birlik’in (BBP) oylarının kastedildiği açık. Diğerleri çok çok marjinal hale geldi çünkü.
Aslında şu anda Saadet ve BBP’nin oyları da toplam yüzde 2.5 civarında gözüküyor.
Bir partinin toplumsal karşılığının küçük olması, siyasi- ideolojik çizgisinin marjinal ya da önemsiz olduğu anlamına gelmez. Bir başka parti, benzeri düşünceler etrafında siyaset yapar, belki başka da artılar oluşturur ve geniş oy alanlarında daha çok insana ulaşmayı başarır.
Ak Parti ile Saadet ve BBP’nin ilişkisinde böyle bir boyut olduğu söylenebilir.
Ak Parti zaten Saadet camiasının içinden doğdu, öndeki kadroları aynı zamanda Saadet çizgisindeki siyasi harekette de önde isimlerdendi. Ak Parti’nin taa merhum Muhsin Bey zamanından beri, BBP ile akraba nitelik arz ettiği de bir gerçektir. Hatta BBP, MHP’den ayrışırken, daha çok Refah - Saadet - Ak Parti çizgisine yaklaştığı da bilinir.
Malum 1 Kasım seçimleri bıçak sırtı oy oranları ile belirlenecek.
Seçimin odaklandığı soru ise tek başına Ak Parti iktidarı mı, koalisyon mu tarzında şekilleniyor.
Kamuoyu araştırmaları tek başına Ak Parti iktidarını, daha çok MHP’den geçişlerin, HDP’ye giden “Dindar Kürt oyları”nın geri dönüşünün, 7 Haziran’da sandığa gitmeyenlerin sandığa gitmesinin, yurt dışı oyların artışının sağlayabileceğini ortaya koyuyor.
Tabiidir ki bunların tamamı daldaki kuş niteliğinde. Onların Ak Parti hanesine yazılıp yazılmayacağı belli değil.
Konumuz Saadet ve BBP oyları ile ilgili.
Ak Parti ile Saadet arasında epeyce bir süre ittifak görüşmeleri oldu ancak Saadet’e verilecek milletvekili sayısındaki anlaşmazlık sebebi ile ittifak gerçekleşmedi.