Avrupa Birliği İlerleme Raporunda en vurgulu eleştirinin Hukuka yapıldığı, ekonomideki sancıların ana çıkış mecrasında Hukuk’un altının çizildiği ve Devlet – Toplum ilişkisinde en sancılı alanın Hukuk olduğu bir zamanda, yola “Adalet”iddiası ile çıkan Ak Parti, iktidarının 17’inci yılında “Yargı Reformu”na dair bir strateji hamlesini devreye soktu.
Dün ben, Cumhuriyet’in başından beri yaşanan “Yargı sancısı”nı “Yargı cinayeti”başlığı ile değerlendirmiştim.
Aslında Lozan’da karşımızda oturanlar yeni devletin önüne en çok “Adalet sorunu”nu koymuşlar, ısrarla “Yargı kapitülasyonu” diye nitelenebilecek bir talebi seslendirmişlerdi. Bizim heyet de Yargıda sorun olduğunu kabul ediyor, ancak “Biz bunu kendi kendimize iyileştireceğiz” diyerek çok kötü bagajlar bırakan kapitülasyon uygulamasına karşı çıkıyordu.
Aradan 100 yıla yakın bir zaman geçti, Lozan’da karşımızda oturanlar dediğimiz dünyanın bugünkü uzantısı kabul edilebilecek olan AB, hala “Yargı” demekte ısrar ediyor.