Son zamanlarda “Tayyip Erdoğan şöyle, Davutoğlu böyle, Erdoğan şöyle, Gül böyle, Erdoğan şöyle, Arınç böyle” türünden yorumlar artıyor.
Benzeri bir yorum, mesela Hayrettin Karaman hoca ile benim yaklaşımlarım üzerine yapıldı dün Ertuğrul Özkök’ün Hürriyet’teki sütununda.
Bunlar dışarıdan, muhalif cenahlardan, farklılıkları derinleştirme amacı taşıyan, farklılıklardan taraftarlıklar oluşturulmaya çalışan ve sonuçta yarılma ümit eden bir nitelik taşıyor. Birisinden yana gözükerek birisini kendi çerçevesine indirgemeyi, diğerine karşı çıkarak, kıyasladığı insanlar arasında kırgınlık oluşturmayı hedefleyen hamleler.
Ertuğrul Özkök’ün sütununda “Nehir kenarı bilgesi - Yakup Murat” imzası ile yayınladığı Hayrettin Hoca ile benim duruşumu kıyaslayan “Ahmet Taşgetiren ile Hayrettin Karaman arasındaki iki fark” başlıklı yazısını birlikte okuyalım mesela:
“Ahmet Taşgetiren “millet” olma özelliğinden vazgeçmemişe benzeyen, inancını aklıyla destekleyen bir “Müslüman”...
Hayrettin Karaman ise “ümmetçilikten vazgeçmeyecek” olan bir “İslamcı”...
Taşgetiren üzerinde yaşadığı ve “Milletim” diyebileceği insanların çıkarlarını aklı ve inancıyla birleştirerek korumaya çalışıyor...
Karaman ise Türkiye islamcılığının en zayıf yanı “ümmetçilik” üzerinden Batı ve liberal demokrat kapitalizm düşmanlığı yapıyor.