Yayılmacı ve ayrımcı... yani mezhepçi...” Bu tanımlama, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suudi Arabistan dönüşü, uçaktaki değerlendirmesinde İran için kullandığı sözcüklerden oluşuyordu
İlk defa Erdoğan İran’la ilgili böylesine açık bir tespitte bulunuyordu.
Suudi Arabistan’da “İran kaygısı” yeni değildi.
Suudiler, İran’ın kendi bünyelerindeki Şii unsurları hareketlendirmeye çalıştığı kaygısını epey zamandır taşıyorlardı.
Suudiler’in Türkiye’nin İran’a, “İslam dünyası”nda meşruiyyet zemini oluşturmaya yönelik yaklaşımından rahatsız olduğu da biliniyordu.
Ak Parti yönetimi, İran’a yönelik Batı ambargosu karşısında tavırlıydı, bunu hem böyle bir ambargoyu “Bir İslam ülkesine yönelmiş olması hasebiyle” ilkesel anlamda haksız bulduğu, hem de bu ambargonun Türkiye’ye zarar verdiğini düşündüğü için yapıyordu. Ayrıca Türkiye, nükleer çalışmalar konusunda Batı’nın tavrını çifte standartlı olarak da değerlendiriyor, İsrail’in nükleer gücüne karşı gösterilmeyen direncin bir İslam ülkesine karşı gösterilmesini reddediyordu.