Sayın Cumhurbaşkanım,
Önceki akşam Beştepe'deki iftar ev sahipliğiniz, masanızda yer verdiğiniz ve hala “Abi - kardeş” yakınlığını lütfettiğiniz için teşekkür ederim.
Bugün size “yürekten” gelen duygularımla ulaşmak istiyorum. Masada yanı başımda taa üniversite yollarında başörtüsü mücadelelerinden tanıdığım Konya'dan Meclis'e gelen Leyla Şahin Usta hanımefendi vardı. Onunla da dertleştik, gece boyu düşündüm ve zatıalinize yazmaya karar verdim.
Sayın Cumhurbaşkanım, “Eğitimde bir lider”e ihtiyaç var ve siz orada konuşurken “Neden Tayyip bey bu liderlik kapasitesini eğitim alanında devreye sokmasın” diye düşündüm.
Eğitim konusu, bunu her ortamda ifade ediyorum ve bugüne kadar eğitim camiası dahil, Ak Parti'nin en uç bağlılarından, Meclis kadrolarına kadar hiç kimsenin reddetmediği “Ak Parti'nin 14 yılının en zayıf karnesi eğitim alanındadır” dediğim bir konudur. Eğitim konusu benim “Türkiye'nin geleceğini inşa” diye vasıflandırdığım bir konudur. Eğitim konusu ilköğretim çağından üniversite ortamlarına kadar gençlerle buluşmaya çağrıldığım her ortama heyecanla koşmaya gayret ettiğim bir konudur.
Biliyorum ki, gördüm ki, 14 yıl içinde gençlere liderlik yapılamadı. Tüm kademelerdeki öğrencilere, öğretmenlere, akademisyenlere, siyasi aidiyetlerinden bağımsız olarak sırf çocukları üzerinden ilişkilerle velilere liderlik yapılamadı ve bu yüzden de eğitim alanında oluşması gereken heyecan oluşamadı. 6 bakan değişti, bu, sadece bir liderlik arayışını ifade etmek bakımından anlam taşıyor.