Ak Parti’nin MHP’ye mecbur olduğu ve MHP’nin iktidar ortağı olduğu bir Türkiye’yi yaşıyoruz.
Hoş Meclis çatısı altında Ak Partili milletvekilinin yumruklarının konuştuğu bir Türkiye’de Ak Parti tek başına iktidar olsaydı ne fark ederdi ki, diye sormak da mümkün. Ama bir dönem Ak Parti basbayağı demokratik hassasiyetleri olan bir yapıydı. Şimdi yumruklar konuşuyor.
MHP iktidar ortağı olmasa MHP’lilerin dili yine de böyle mi olurdu, ya da Ak Parti cenahı, MHP dili karşısında böyle sessiz mi kalırdı, bilmiyorum.
Ama MHP’nin iktidar ortağı olmasının MHP dilini ülkede hakim dil haline getirdiğini ve Ak Parti cenahını da ortağına karşı sessizleştirdiğini söylemek yanlış olmaz.
Üslup ne?
MHP liderinin kefaletine mazhar bir mafya lideri güncel bir siyasi – ekonomik tartışmada taraflardan birilerine “Köşeleriniz mezarlarınız olur” diyor mesela. Bu normal bir siyaset üslubu mu?
“Lider” konuşuyor Meclis’te, grupta, ahali yukardan aşağı durumdan vazife çıkarıp işi market mühürlemekten, cam çerçeve kırmaya kadar vardırıyor.
En başta sayın Cumhurbaşkanı’na sorayım:
-Sizin yönettiğiniz ülkede seçime böyle mi gideceğiz?
Beştepe’den nasıl görünüyor memleketin iklimi bilmiyorum, ama buralarda tehdit üslubunun dalga dalga yayıldığı bir atmosfer var.
Okunmadı mı, görülmedi mi bu sözler, derim.
MHP’nin “ÜÇ Harfli marketler” işini, ekonomik boyuttan çok öteye taşıdığı ve bir noktada Tayyip Erdoğan’ı sıkıştıran bir manivela haline getirdiği gözleniyor.
Ak Partililerin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üç harfli marketlerin Tarım Kredi Kooperatiflerinden bile, pazarlardan, bakkallardan, manavlardan bile daha ucuza mal sattığını, bir tür tanzim satış mağazaları gibi çalıştıklarını, dar gelirlilerden geçtik, orta gelir grubunun bile artık oralardan alış veriş yaptıklarını bilmiyor olmaları mümkün mü?