Önce Sedat Peker’in, ardından Muhammed Yakut’un son olarak da Ali Yeşildağ’ın yolsuzluk iddiaları var.
Bu kişiler kendilerini sütten çıkmış ak kaşık olarak tanımlamıyorlar. Aksine “Pisliğin içinde bizler de vardık, ama ihtilaf çıktı, düşüncelerimiz değişti” diyorlar. “Yolsuzlukları soruşturun, bizi de soruşturun” diyorlar.
Yönetimin ve özellikle de Yargı’nın sağlıklı işlediği bir ülkede, bunlar derhal soruşturma konusu olur, gereği yapılır. “Yargı’nın sağlıklı işlediği” vurgusunu özellikle yaptım, çünkü yolsuzluk başlı başına yönetimle ilgili olabilir ve “Yargı bağımsızlığı” olan ülkelerde Yargı, yönetimdekileri de sorgular.
Bizde durum ne? Herkes her şeyi biliyor. Hatta yönetime destek veren kitleler bile her şeyi biliyor da, “İktidarda bizimkilerin bulunması yolsuzluk dahil her şeyden önemli” diye baktığı için, yönetimin yolsuzluklar karşısındaki vurdumduymazlığı veya üstünü örtme çabası hiç dikkate alınmıyor.
Sedat Peker’in nasıl susturulduğu malum. “15 Temmuz’un arkasında bulunduğu”...