Abdullah Gül önce başbakanlığa, sonra Cumhurbaşkanlığına layık olmasa o göreve gelmezdi.
Ali Babacan’a ekonomi emanet edilmezdi.
Bülent Arınç hükümet sözcüsü olmaz, sonra Meclis başkanlığına getirilmezdi.
Ahmet Davutoğlu, önce danışmanlığa davet edilmez, sonra dışişleri bakanı, sonra başbakan yapılmazdı.
Diyelim ki bütün bunlar Tayyip Bey’in iradesiyle gerçekleşti, -ki öyle olmadığını herhalde bizzat Tayyip Bey’in kendisi söyleyecektir- Tayyip Bey, böylesine hayati görevlere liyakati olmayan insanları getirmiş olamazdı. Kaldı ki, yola “Ortak akıl” söylemiyle çıkmışlar, Tayyip Bey’in konumu söz konusu olduğunda da “Eşitler arasında birinci” gibi bir tanımlama bulunmuştu.