Cumhurbaşkanı Erdoğan Hindistan dönüşünde gazetecilere “Ak Partiyi destekleyen yazarlar arasındaki tartışma”nın sorulması üzerine şunları söylüyor:
“İslamcı olanlar atılıyor, İslamcı olmayanlar getiriliyor' deniliyor. Bir siyasi partinin çalışmalarında, İslamcı olmak ya da olmamak şeklinde bir ayrım yapmak zaten yanlış. Biz tekkeye mürit aramıyoruz ki.”
Hemen balıklama atlayan bir çevrenin yorumu şu:
- Tayyip Erdoğan İslamcılara resti çekti.
- Ahmet Taşgetirenbaşta, bütün İslamcılar haddini bilsin.
Öyle mi yapalım, haddimizi bilip, Ak Parti ile ilgili ahkam kesmekten vaz mı geçelim?
Ak Parti'nin benim değerlerimi taşımadığına mı inanalım?
Tayyip Bey kendi yolunu “Sırat-ı müstakim” olarak niteliyor, ben de kendi yolumu “Sırat-ı müstakim” olarak niteliyorsam, “Sırat-ı müstakim”lerimizi mi farklılaştıralım?
Tamam, anladık diyelim, Tayyip Bey İslamcılar'a tavır koydu, haddini bildirdi, peki Ak Parti'yi nereye yerleştirdi Tayyip Erdoğan? Cem Küçük'ün, Fuat Uğur'un, Rasim Ozan Kütahyalı'nın durduğu yere mi?