Başta mı sorayım sonda mı, bilemedim. En iyisi yazıya başlayalım da, sonunda ne gelirse bakarız.
-Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararıyla emekliye 5 bin lira verildi, çünkü emekli boğuluyordu. Ancak “Çalışmayan emekliye” diye şerh düşüldü. Ancak “Çalışan emekli” de boğulduğu için çalışıyordu, tepkiler oldu, bir irade-i şahane daha sudur etti, “Hadi çalışan emekliye de verilsin” buyuruldu. Aradan sadece bir ay geçmişti. Birinci karar nasıl sudur etmişti, ikinciye neden gelinmişti?
“Bu 5 bin liracıklar, emeklinin hangi tükenmişliğine çare olur?” diye bir soru sormayacağım, ekonomin orası ayrı bir bahis, orada tükenmişlikler, sadece emekli ile sınırlı değil, ama tükenmişliklere böyle “5 bin lira ona, üç bin ötekine” türü yamalarla çare bulunacağını düşünmek yönetim üslubu adına çok garip duruyor…
Gelelim ekonomi yönetimi ve faiz meselesine:
-Merkez Bankası’nın en son toplantısında faizler, beklentilerin de ötesine geçerek, hani “faiz artırımına yukarıdan hiçbir itiraz yok, MB istediği kararı alıyor” mesajı verircesine 500 baz puan daha artırıldı ve politika...