Ne dersiniz, bu 50 bin kişinin her birinin devlet memuriyetinden atılmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın veya Başbakan Yıldırım’ın kefaleti var mıdır?
Ne dersiniz, her gözaltıda, her tutuklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan ya da Başbakan Yıldırım’ın bilgisi ve onayı var mıdır?
Bu soruları, tüm atılmalar, tüm gözaltı ve tutuklamalar Cumhurbaşkanı Erdoğan ya da Başbakan Yıldırım’ın kefaletine bağlı olarak meşruraştırıldığı için soruyorum.
Sorduğum soruların cevabının “Elbette hayır” olduğunu biliyorum.
Tutuklama ve gözaltılarda ayrıca yargı erkinin bağımsızlığı sebebiyle yetkilerinin olmadığını da biliyorum.
Ancak her şeyin, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın bilgisi ya da emirleri çerçevesinde olduğu izlenimi var.
Bu izlenim, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın süreçteki etkinliği ve başlı başına Olağanüstü Hal ve Kanun Hükmünde Kararnamalere imza atmaları sebebiyle oluşuyor.
Şu açık: Emniyet birimleri operasyon yapıp, gözaltına alırken, savcılar ve hakimler soruşturma yapıp karar verirken, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın zımni etkilerini dikkate alıyorlar.
Mesela, “FETÖ ile etkin mücadele etmek” ve “Etkin mücadele etmiyor gözükmekten kaçınmak” gibi bir motivasyonun olduğu, “Etkin mücadele etmiyor izlenimi”nin “Kripto FETÖ’cü diye suçlanma”ya sebep olacağı kuşkusunun da tavırları etkilediği biliniyor.
Şu hükümlere ne dersiniz?