İş geldi dayandı, “Bu tarikatları ne yapalım?” noktasına.
İş oraya dayanınca da bilindik kamplaşmaların ortaya çıkması kaçınılmaz. Birileri “Bunların kökünü kazımak lazım” noktasına varır, birileri de “Bu, inanç özgürlüğüne aykırıdır, çok daha radikal zamanlarda yapılamayan bugün mü yapılacak? Sosyolojik bir vakıayı, öyle yasaklayıcı yaklaşımlarla ortadan kaldıramazsınız” noktasına… Daha sonra siyasi tavır almalar devreye girer vs…
Oraya doğru gidiyoruz.
Acaba böyle durumlarda “Tarikat, cemaat camiası” ne düşünür? Diyelim siyaseten bu işin içinden “tehlikeyi atlatarak” çıkınca, her şeyin normale döndüğüne mi inanırlar?
Kızın ifadeleri dolaşıyor orta yerde. Ses tapelerinin deşifreleri dolaşıyor. Annenin ifadesi yansıdı medyaya.
Bunlara bakıldığında, bir yapının tüm davranış dünyası ortaya çıkıyor.
Mağdure kız, evlendirildiği kişiye “Bu daha çocuk, yarın ortaya çıkarsa diye hiç endişe etmedin mi?” diye soruyor. Adam kıvranıyor. Belli ki sıkışmış.
Kızını 6 yaşındayken hafızlık hocası ile evlendiren, bu arada annenin itirazlarına aldırış etmeyen ve her davranışında “Hikmet” aranan “Hoca – Baba” belli ki işin böyle “patlayacağı”nı “keşfedememiş.“