Şöyle söylense anlarım: - Çözüm süreci yanlış işledi. Çatışma ve ölümler olmasın, analar ağlamasın diye, silahlı yapının ülkeyi terk etmesinde ısrar edilmedi, aksine örgüt çalışmalarını derinleştirdi ve aradan geçen zaman içinde, bugün icra edilenlere baktığımızda görüldü ki, terör çözüm süreci öncesinden çok daha çetin bir yapılanma içine girmiş bulunuyor.
Bu noktaya gelişte Hükümet sorumluluğuna işaret edilirse onu da anlarım.
Ben de başından beri Çözüm sürecinin temel amacının silahlı yapının ülkeyi terk etmesi ve silahı bırakması olduğuna işaret ediyor, süreç içinde bunun gerçekleşmediğinin altını çiziyorum.
Ama gelinen noktada yeniden başlayan terörle mücadeleyi, 7 Haziran’da Ak Parti’nin oy kaybına ve “yeniden seçim”de oylarını artırma hesabına bağlayan yorumları “çok kötü” bulduğumu ifade etmek isterim.
Çok kötü; Çünkü:
Bu yaklaşım, bir, terör gerçeğini görmezden gelmeyi tercih ediyor. İki, terör bir gerçekse bile, onunla mücadelenin bugün gerekli olmadığını düşünüyor.
“Kötü” diye niteledim, çünkü terör bir gerçek, terörü üreten yapılanma ise sahneye çıkandan çok daha vahim bir gerçek. Sahnelenen terörün nasıl vahim boyutlara doğru tırmandığı zaten görülüyor. Cinayetler, sabotajlar, kundaklamalar, yol kesmeler, hendek kazıp şehirlere hakimiyet iddiaları vs. Terörü görmeyen gözün gerçekte kalb gözünün körleştiğinden kuşku duymamak gerekiyor. Terör gerçek de, dediğim gibi, terörü üreten yapılanma çok daha vahim. Çünkü henüz potansiyel terörün hangi boyutlarda olduğunu görebilmiş değiliz.