Ve Cumhurbaşkanı konuştu.
Ve Türk Lirası yine değer kaybetti, Amerikan parası yine değer kazandı; 14’leri vurdu.
......
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması bekleniyordu. Belli ki kendisi de ihtiyaç hissetmişti, Türkmenistan dönüşü, TRT’de seri mülakatlar vereceğini açıklamıştı.
Ekonomide makas değiştirilmiş, yeni bir model uygulamaya başlamıştı. Yeni modelin ana ekseni “Faizin düşürülmesi” idi. Ancak Cumhurbaşkanı faiz düşürülmesinden her söz açtığında, öteki tarafta Dolar tırmanıyordu. Dolar tırmanıyor, fiyatlar da tırmanıyordu. İnsanların elindeki Türk lirasının alım gücü her gün eriyordu.
Vatandaş olan biteni anlamaya çalışıyordu. Cumhurbaşkanı’nın mutlaka bir bildiğinin olduğuna mı inanmalıydı, yoksa ortada faiz karşıtlığının reel hayatla buluşturulamamasından doğan bir problemin varlığına mı?
Cumhurbaşkanı bu döviz tırmanışını, daha açıkçası Türk Lirasının değer kaybını görmüyor muydu, vatandaş için önemli olan onun için önem taşımıyor muydu, faizle ilgili her çıkışının ardından dövizin alıp başını gitmesinden hiç rahatsızlık duymuyor...