Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’nin kararlarını sevmiyoruz. Sevmediğimiz kararları uygulamıyoruz da… Ne de olsa “Dış güç!” Ama henüz bağları koparmadık. Orada bir yargıcımız var.
Kararlara katılıyor ve bazen “Türkiye’nin hak ihlali yaptığı”na hükmedilen kararlarda oy birliğine bile iştirak ediyor.
AİHM kararları bağlayıcı, Anayasamıza öyle koymuşuz. Hem de Ak Parti iktidarları döneminde. O zaman Avrupa Birliği’ne Türkiye’nin “hukuk devleti” özelliğine ne kadar önem verdiğini ifade etmek istemişiz demek ki…
Şimdi ona ihtiyaç duymadığımızı mı anlamak lazım AİHM kararlarına ayak diretirken? Bilmem ki…
AİHM’e çok dava gidiyordu bir ara. Halen de öyle ya… Bu kadar dava gitmesin, Türkiye’nin imajı çok yaralanmasın ve hem de külliyetli miktarda tazminatlara hükmedilerek hazinenin bir ucu tazminatlara akmasın diye, AİHM’e gidecek davaların en azından bir kısmının içerde halledilmesi amacıyla Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı tanınmış… İyi de olmuş. İnsanlar Strazburg’u aşındıracaklarına Ankara’da işi bitirsinler istenmiş. Bu defa Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru sağanağına uğramış....