Seçimlerden söz ediyoruz.
Tabii ki yerel. Ama “genel seçim havasında geçecek bir yerel” olduğundan da kimsenin şüphesi yok.
Bununla birlikte partiler, “Yerel”liği de unutmak istemiyor. Çünkü her oyun kritik olduğu ve hele seçim sonuçlarının hangi şekilde olursa olsun, çok önemli gelişmeler doğuracağı bir yerel seçim bu. Belli ki yereli ihmal ettiğinizde de toplumsal karşılığınız düşebilir. (Adayların değerlendirmesinin yapıldığı bir sivil ortamda ‘adayın performansına baksam ilçeme hiçbir şey yapmayan şu adaya oy vermem ama genel duruma bakıp oy kullanacağım” diyen pek çok insana rastlayabilirsiniz) Onun için “Yerel” hassasiyet gözardı edilmiyor. Yerel’de zaaf söz konusu ise onun da genel gerilimle telafi edileceği hesaplanıyor.
Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerek ittifaka heyecanla sarılan Bahçeli’nin ve gerekse karşıt kanadı oluşturan Kılıçdaroğlu’nun seçime “hesaplaşma” niteliğinde baktığı açık. Söylemler de o nitelikte oluşmuş durumda.
Hesap şu: Bir tarafta Ak Parti-MHP bloklaşsın, diğer tarafta da CHP-İyi Parti, belki HDP...